01:24 - 103 yaşındaki Habibe nineyi itfaiye ekipleri kurtardı
01:18 - Seydişehir Gazeteciler Cemiyeti Yönetimi Kaymakam Cevdet Bakkal’ı ziyaret etti
00:16 - Seydişehir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ali Saylam yeniden seçildi
16:01 - Başkan Adayı Demirel’den Gençlere Kamp Müjdesi
19:53 - Ulaştırma ve Alt yapı Bakanı Uraloğlu Seydişehir’de
16:07 - Seydişehir AK Parti Belediye Meclis Üyesi Adayları Belli Oldu
20:22 - ‘Dede korkut altın tüyün peşinde’ hikâyesi Konya üçüncülüğü getirdi
20:12 - Başkan Adayı Abdulmuttalip Demirel’den Stk’lara Ziyaret
23:20 - Yalıhüyüklü iş insanı Avrupa’nın en iyi çıkış yapan diş hekimi ödülünü aldı
11:15 - Seydişehir-Bozkır Yolu ve Alacabel tüneli soruları yanıt buldu
Gazeteci Uğur Mumcu’nun katledilişinin 30. Yıl dönümü adalet ve demokrasi haftası nedeniyle hükümet meydanında basın açıklaması yapıldı.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“Ben Atatürkçüyüm… Ben, cumhuriyetçiyim… Ben lâikim… Ben antiemperyalistim… Ben tam bağımsız Türkiye’den yanayım… Ben insan hakları savunucuyum… Ben, terörün karşısındayım… Ben, yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın, her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar doğacaktır.” diyordu Uğur MUMCU.
1970 sonlarında başlatılıp sistemli bir şekilde günümüze kadar sürdürülen gazeteci, aydın, düşünür katli ve korkutma, sindirme operasyonları hız kesmeden süregelmiştir. Abdi İPEKÇİ, Ümit KAFTANCIOĞLU, Çetin EMEÇ, Bahriye ÜÇOK, Turan DURSUN, Muammer AKSOY, Uğur MUMCU, Ahmet Taner KIŞLALI, Necip HABLEMİTOĞLU ve daha birçok aydınımız, gazetecimiz ve yazarımız katledilmiştir.
Emperyalizmin desteklediği, Atatürk, Laik ve Demokratik Cumhuriyet düşmanları bu politikalarını daha sonraki dönemlerde de sürdürdüler
Ergenekon, Balyoz, Casusluk, Amirallere Suikast ve diğer kumpas davaları ile bir yandan yurtsever subayları ve Kemalist aydınlarımızı hapse atarken, diğer yandan da devlete yerleştirdiği gericilerin önünü açtılar, yükselmelerini, etkin görevlere gelmelerini sağladılar.
Aydınlarımız;
Laik ve demokratik rejimi savunanlara gözdağı vermek, Kemalistleri sindirmek, demokrasinin tabanını yok etmek,
Aydınların toplumsal ve siyasal liderlik işlevleri sona erdirmek, laik ve demokratik örgütlenmeyi ve eğitimi zayıflatmak.
Bilim insanlarını ortadan kaldırarak halkının çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda demokrasinin başarıyla uygulanmaması için gerekli olan bilimsel çabaları durdurmak.
Üniversiteler gibi, medya gibi bilimsel düşünce üreten kurumları ve bu kurumlarda çalışanları baskı altına almak, Atatürkçü, laik ve demokratik düşüncenin önünü kesmek için katledildiler.
Şairin dediği gibi;
ekmeği bol eyledik ekilir ekin geliriz
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu
Değerli Basın Emekçileri ve Değerli Atatürkçüler,
Bilime, aydınlığa saldırılar ne ilk ne de son olacaktır. Unutulmamalıdır ki bu karanlık düşünceler bilimin ışığında kaybolmaya mahkumdur.
Korkmuyoruz. Öğrenci, işçi, köylü, emekçi, aydın ve bir çok yurtsever birleşecek ve haksızlığın, adaletsizliğin, yolsuzluğun, yoksulluğun, faşizmin karşısında duracaktır.
Atatürkçü Düşünce Sisteminin eseri olan Atatürk’ün “En Büyük Eserim” dediği Laik, Demokratik Cumhuriyetimizin var oluş simgesi olan özgürlük ve tam bağımsızlık bayrağı, en büyük savunucuları olan ve bu uğurda katledilmiş aydınlarımızdan yeni kuşaklara emanettir, daha da yükseklere taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu sorumluluğun gereğini onurla ve büyük bir gururla yerine getireceğiz.
Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer AKSOY, Uğur MUMCU ve diğer bütün Adalet ve Demokrasi Savaşçılarının aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.’’
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ CUMHURİYET HAL PARTİSİ
EĞİTİM İŞ SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ EĞİTİM SEN SEYDİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ
Memleketimizin yazın huzurunu yok eden aşırı egzoz sesli motorsikletli gençlerin aileleri uyarılsın.Polis ceza kesiyor gene çıkıyor.Bu konuda zabıta gürültü ile mücadelede baş aktör olmalı.Bu konudan dolayı göçen iki üç aile hemşehrilerimiz var ekonomiye de yazık.